Bağışık Bağışık
Bağışıklık (imunite) Bağışıklık (imunite)
Bağışıklık: Bir organizmada, mikroorganizmalara ve bunların oluşturduğu maddelere karşı oluşturulan normal olmayan şartlara karşı koymayı sağlayan, doğal ya da sonradan kazanılmış direnç.
Baird – Parker Agar  Staphylococcus ve Micrococcus cinsi bakterilerin aranması / sayılması için kullanılan besiyeri. Genellikle yumurta sarısı – tellurit emülsiyonu, özel çalışmalarda kan ilavesi ile kullanılır. Daha fazla bilgi için .  
Bakka: Üzümsü meyva. Eksokarpı ince ve zarımsı yapıda, mezokarp ve endokarpı etli olan açılmayan bir meyvadır.
Bakteri  Tek hücreli prokaryotik mikroorganizmalardır. Bir yaklaşıma göre Arke (arkebakteri) dışında kalan bütün prokaryotlara bakteri denilmektedir. 
Bakteri (L . Bacterion) : Küçük bir hücreli mikroorganizmadır.
Bakteri Toksinleri  Bakteriler tarafından oluşturulan toksinler. 
Bakteri:   Mikroskopla görülebilen çekirdeksiz klorofilli yada klorofilsiz mikroorganizma.
Bakteri: Monera âleminde yer alan zarla çevrili gerçek ve belirgin çekirdeği ve organelleri bulunmayan canlılardır. 
Bakteri: Prokaryot hücre yapısındaki mikroorganizma.
Bakteri: Prokaryotik yapıdaki en ilkel tek hücreli canlı.
Bakterisidal  Bakterisit etkisi olan. 
Bakterisit  Bakteri öldüren kimyasal maddelerin genel adı. Bakteri üzerindeki etki konsantrasyon ve süreye bağlıdır. Ayrıca bakınız; bakteriyostatik. 
Bakteriüri İdrarda bakteri bulunması.
Bakteriyofaj  Bakteriye özgü virüs. 
Bakteriyofaj (L . Bacterion-küçük çubuk+Y. Phagein-yemek) : Bakteri hücresine giren ve öldürebilen virüs.
Bakteriyofaj : Bakterileri enfekte ederek ölümlerine neden olabilen virüslere verilen genel ad.
Bakteriyoloji  Mikrobiyolojinin bakterilerle ilgilenen dalı 
Bakteriyolojik    Metod:       Bakterilerin   kullanılmasıyla  gerçekleştirilen metod.
Bakteriyosin  Bazı bakteriler tarafından oluşturulan ve diğer bakteriler üzerinde olumsuz etki yapan antibiyotik benzeri maddeler. 
Bakteriyostatik  Bakterilerin gelişmesini durduran kimyasalların genel adı. Bakteri üzerindeki etki konsantrasyon ve süreye bağlıdır. Ayrıca bakınız; bakterisit. 
Bakteroit  Biyolojik azot fiksasyonu yeteneğinde olan ve baklagil kökünde görülen Rhizobium nodülü. 
Bal özü:Çiçekler tarafından salgılanan tatlı ve genellikle kokulu bir sıvı.
Balsam: Sıklıkla odunsu bitkilerden elde edilen reçine ve bu reçinelerden yapılan ilaç.
Barofil  Yüksek hidmmrostatik basınçta optimum gelişme gösteren mikroorganizmalar. 
Barotolerant  Normal hidrostatik basınçta optimum gelişmekle beraber, yüksek basınca dayanıklı olan mikroorganizmalar. 
Basımlama (İmprinting) : Yumurtadan yeni çıkmış bir kuş yavrusunun ya da yeni doğmuş bir memeli yavrusunun ilk birkaç saat içinde bir objeyle kuvvetli bir sosyal ilişki kurarak çabuk öğrenme biçimidir.
Basidiomycetes Şapkalı mantarların bulunduğu fungi sınıfı.
Basil (L . Bacillum-küçük memur) :1.Çubuk biçimindeki bakteridir. 2.Çubuk şeklindeki bakterilerin genel adıdır. Örneğin Koch basili, koli basili vb. 
Basisîd kapsül: Kapsülün sap tarafından meyva tepesine doğru yarılarak açılması.
Basit Boyama  Tek boya kullanılarak yapılan mikroskobik inceleme.  .  
Basit yaprak: Yaprak ayası parçalara bölünmemiş, sap üzerinde bir parçadan oluşan yaprak. 
Basit yapraklar: Tam veya loplu tek bir yaprak olup, parçalanma ana eksene kadar değildir. Basit yapraklar da kendi içlerinde tam ve parçalı olmak üzere ikiye ayrılırlar.
Başçık: Erkek organın, içinde polenlerini bulundurduğu kısımdır.
Başkalaşım: Bazı böcek ve kurbağa gibi canlıların, yumurtadan çıktıktan sonraki gelişme evrelerinde yapısal değişikliğe uğrayarak atalarına benzer hale gelmeleri.
Baz : Suda çözündüğü zaman hidroksil iyonu veren bileşiktir. Kırmızı turnusolu maviye dönüştürür.
Baz: Yapısında - OH  bulunan  yapılar.  pH'sı  7'nin  üstünde olan bileşikler.
Bazal Metabolizma Hızı : Besin alınmaması ve hareketsizlik koşulunda, vücu du canlı tutmak için gerekli olan enerji tüketimidir.
Bazal metabolizma: Hayatın devamı için şart olan asgari metabolizma faaliyeti.
Bazal plasentasyon: Tohum taslaklarının tabansal durumda oluşu. Tohum taslakları tek gözlü olan yumurtalığın (ovaryum) tabanında bulunur.
Bazidiyofor  Karakteristik olarak Basidiomycetes sınıfı üyeleri tarafından bazidyum içinde oluşturulan spor. 
Bazidiyum (Y. Bazis-temel) : Yüksek mantarların topuz biçiminde olan ve spor üreten organıdır.
Bazik Fuksin  Doku kesitlerinin ve bakterilerin boyanmasında kullanılan bir boya. 
Bazik Ortam:   Hidroksil iyonunun daha çok bulunduğu ortam.
Bazofil Lökosit Sitoplazmasında bazofil granül ve S şeklinde loplu bir çekirdek bulunması ile diğer kan hücrelerinden ayırt edilen, kanda düşük oranda bulunan bir akyuvar tipi.
BCGI  5-bromo-4-chloro-3-indoxyl-?-D-glucuronide. E. coli O157:H7 analizinde MUG yerine kullanılan substrat. 
Bellek Hücresi Bağışıklık hafızasından sorumlu hücreler. Antijenlere ilk defa maruz kalınca çoğalmaları sınırlı olan uzun ömürlü B hücreleri ve T hücreleri. Hafıza hücreleri.
Bentik: Deniz ve tatlı sularda dip ya da taban bölgesine ilişkin.
Bentos (Y. Benthos-deniz dibi) : Göl ya da denizin dip fauna ve florası.
Besi doku :  Bir tohumun çimlenip ilk yapraklarını verinceye kadar geçen sürede besin ihtiyacını karşılayan doku.
Besi yeri:   Mikrobun  üretildiği  yer.
Besin Zinciri : En son enerji kaynağı olan bitkiden enerjiyi ileten organizmala rın dizisidir. Bu dizideki her fert kendisinden bir öncekini yer ve kendinden bir sonraki tarafından yenir.
Besiyeri  Mikroorganizmaların geliştirilmesi, korunması vb. amaçlara uygun olarak hazırlanmış katı ya da sıvı ortamlar. Amaca göre genel, selektif, zenginleştirme vb. farklı bileşimlerde olur.  .  
Beta Hemoliz  Kanlı agarda koloniler etrafında tamamen renksiz bir alan oluşması ile meydana gelen hemolizdir.  .  
Beyin: Omurgalılarda kafatası içindeki merkezi sinir sisteminin bir bölümü.
Biennial: İki yıllık. Hayat devresini iki yılda tamamlayan bitki. Çoğunlukla ikinci yılda çiçek açar.
Bifid: İki parçalı. İki parçaya ayrılmış olan.
Bifoliat: îki yaprakcıklı. Yaprak   sapının ucunda aynı noktadan çıkmış iki yaprakcıgı olan bileşik yaprak.
Bifurkat: Çatallı, iki parçaya ayrılmış olan. Çoğunlukla tüyler için kullanılır.
Bigeminat: İkinci derecedeki yaprak sapları iki yaprakçıklı olan birleşik yaprak.
Bilabiat: îki dudaklı. Kaliks ve korollanın iki ayrı dudağa bölünmüş olması.
Bilateral: İki yanlı. Ortadan geçen bir eksene göre iki eşit parçaya ayrılması.
Bileşik dikasyum: Bileşik dikasyumda yan dallar devamlı olarak di-kasyum oluşturacak şekilde dallanmıştır.
Bileşik korimboz: Yan eksenleri dallanmış olan bir korimbozdur. Çiçekleri aynı düzlem üzerinde bulunan bir panikuladır.
Bileşik spika: Bileşik başak. Çiçek kümesi sapı dallanmış ve dalların üzerinde ikinci derecede başakların bulunduğu çiçek durumu.
Bileşik umbella: Bileşik şemsiye. Çiçek kümesi sapında ikinci derecede sapların bulunduğu ve bu sapların üzerinde şemsiye durumunda çiçeklerin bulunduğu çiçek durumu.
Bileşik yaprak: Bir çok yaprakçıktan meydana gelmiş bir yapraktır.
Binomial Nomenklatür (İkili adlandırma) : Organizmaları cins ve tür adından oluşan iki isimle adlandırma sistemidir.
Binomiyel Adlandırma  Canlıları cins ve tür olmak üzere iki kelime ile tanımlayan sistem. 
Biotîn :   B7 vitamini.
Bipinnat: Çift tüysü bileşik yaprak. Birinci derecedeki yaprakcıkları pinnat, ikinci tüysü yaprakcıkları basit olan bileşik yaprak.
Bipolar  İki ucu veya iki kutbu olma durumu. 
Bipolar : İki uçlu veya iki kutuplu olma durumu.
Bipolar Tomurcuklanma  Mayalarda her iki uçtan oluşan tomurcuklanma şekli. 
Birefrigens (L . Bi-iki+Refringere-kırmak) : Bir maddenin çözelti halinde ışığı farklı konumda değişik olarak kırma özelliği.
Birim Zar : Birçok hücre organelinde bulunan zar yapısı tipi. İki tarafta protein moleküllerinin oluşturduğu tabakalar, bunların arasında sandviç biçiminde lipid ve öteki moleküllerin yer aldığı zar yapısı.
Birim zar: Elektron mikroskobunda arası açık renk iki koyu çizgi halinde görülen iki protein tabakası halinde bulunan lipit tabakasından oluştuğu varsayılan yapı.
Birincil Bölünür Doku: Kök ve gövde uçlarında bulunan, bitkinin boyca uzamasını sağlayan, bitki canlı kaldıkça embriyonik fazdaki bölünme özelliğini koruyan meristem dokudur. 
Biseriat: îki sıralı veya iki serili.
Biserrat: Çift testere dişli.
Bistüri: Laboratuarda kullanılan keskin bıçak.
Bitegmik: îki entegümentli.
Biternat: Ana yaprak sapının üç sapçığa ayrılması ve herbirinin ucunda üçer yaprakcıgı bulunan bileşik yaprak.
Bitki:Tek veya çok hücreli, genellikle klorofil içeren ve fotosentez yapan canlılara denir.  
Bivalent :  Sentromeri henüz bağlı iki homolog kromozomun kardeş kromatitler oluşturmak üzere kendilerini eşlemesi sonucu oluşan grup.
Biyoessey (Y. Bios-yaşam+Assay-deneme) : Biyolojik etken bir maddenin etkin liğini, canlı organizma üzerinde göstererek saptama.
Biyogenez : Canlıların kendilerine benzer canlılardan oluştuğunu açıklayan görüş.
Biyokütle: Belirli bir alan ve hacimde bulunan canlı ağırlığa biyokütle denir.
Biyolojik Oksidasyon : Mitokondrideki elektron ileticisi aracılığıyla bir atom ya da molekülden elektron alınması olayıdır.
Biyolojik Saat : Bir bitki ve hayvanın dış ve iç faaliyetinin, çevresinin düzenli çevrimsel değişmesine uyması.
Biyolüminesans: 1.Bazı canlılar tarafından, belirli bir metabolik yol izlenerek ışık meydana getirilmesi. 2. Bir hücre ya da hücredeki enzim sistemi tarafından ışık çıkarılması.Örneğin:Ateş böcekleri
Biyom (Y. Bios-yaşam+Ome-kitle) : İklim, fiziksel ve biyolojik çevre etmenle rinin karmaşık etkileşimi sonucunda oluşan ve kolayca belirlenen büyük kommünite.
Biyom: Yaşam kuşakları. Yeryüzünün geniş alanlarına yayılmış bitki ve hayvanların doğal olarak kümelendirilebilicek özellikte olanlarının bulunduğu yaşama alanları.
Biyomas : Belli bir habitatta bulunan organizmaların toplam ağırlığı.
Biyosfer : Yeryüzünde canlı organizmalar tarafından işgal edilen hava, toprak ve su katlarının tümüdür.
Biyosfer: Canlıların birbirleriyle ilişkilerinin sürdüğü kayaç, su ve hava katmanlarından oluşan yeryüzü örtüsü.
Biyosfer: Dünyadaki bütün canlıların yaşadığı 16-20 km kalınlığında tabaka. Biyosferin deniz seviyesinden 8-10 km'si atmofere, 8-10 km'si okyanusların dibine doğru uzanır.
Biyoteknoloji  Canlı mikroorganizmalar ve/ veya enzimleri kullanılarak yapılan endüstriyel uygulama. 
Biyotik  Canlılığa ait. 
Biyotik Çevre  Bir organizmanın diğer organizmalarla olan ilişkilerinin yer aldığı çevre. 
Biyotik Faktör  Canlı varlıkların hayatını önemli derecede etkileyen besin faktörü, yırtıcılık, rekabet, parazitlik gibi faktörler. 
Biyotik Potansiyel  Bir popülasyonda ölümlerin en az, çoğalmalarında en yüksek düzeyde olması sonucu popülasyonun en çok artma oranı. 
Biyotik potansiyel : Bir populasyonda ölümlerin en az, çoğalmaların en yüksek düzeyde olması sonucu populasyonun en çok artma oranı.
Biyotik Potansiyel : Tüm çevre koşulları optimum yaş dağılımı kararlı olan bir populasyonda doğuştan artış gücü.
Biyotip  Bir organizmanın biyolojik ya da biyokimyasal tipi. Aynı biyotipte olan organizmalar kesin olarak aynı biyolojik ya da biyokimyasal karakteristikleri  gösterirler.  Belirli anahtar göstergeler doğada biyotiplerin dağılımı ya da salgınlarda biyotipleri belirlemek için kullanılır. 
Blastokonidyum  Mayalarda olduğu gibi tomurcuklanma ile oluşan spor. 
Blastomer: Embriyoda bulunan genç hücreler. 
Blastopor: Embriyoda, dış hücrelerin içeri çökmesiyle oluşan ilkin girintinin açıklık kısmı, ilkin ağız açıklığı. 
Blastosöl (Y. Blasios-tohum+Koilos-oyuk, boşluk) : Döllenmiş yumurtanın oluşturduğu hücre kümesi ortasında içi sıvı dolu boşluk.(Blastula evresi)
Blastosöl: Embriyonun erken safhasında, dış tabakadaki hücrelerin içeriye doğru bir girinti yapması sonucu oluşan, ilkin vücut boşluğu. 
Blastula (Y. Blastos-tohum) : Döllenmiş yumurta hücresinin bölünmesiyle oluşan ortası sıvı ile dolu bir hücre tabakasından ibaret küresel yapı.
Blastula: Döllenmiş yumurtanın bölünmeler sonucu, ortası sıvıyla dolu olan bir hücre tabakasından oluşan yapı.
Bostriks: Helisel çiçek durumu. Yanal çiçek saplarının aynı yönden birbirine dik açıya yakın bir açı yapacak biçimde çıkararak helisel bir şekilde dizilmeleri.
Botanik :   Bitkileri inceleyen bilim dalı.
Botulin  Clostridium botulinum toksinleri. Ayrıca bakınız; botulizm ve Clostridium botulinum. 
Botulizm  Clostridium botulinum toksinleri ile meydana gelen zehirlenme.  .  
Bowman Kapsülü (Sör William BOWMAN; 19.yüzyıl İngiliz hekimi) : Her böbrek borucuğunun ucunda kılcal damar yumağını (glomerulus) saran hücre lerin oluşturduğu çift duvarlı kese.
Bowman kapsülü: Nefronun ucunda, glomerulusu saran yarım küre şeklindeki bölüm.
Boyama  Mikroorganizmaların mikroskop altında incelenmesi için  kullanılan teknikler.  .   Bu evrede iki yavru çekirdek belirir ve genellikle sitoplazma bölünür.
Bölünme: Bir hücreli canlıların ikiye ayrılıp kendine benzer yeni canlılar oluşturmasına denir. 
Bölünmez Doku: Bölünür dokunun farklılaşmasıyla oluşan kofulları çok sayıda, çekirdekleri küçük hücrelerden oluşan, hücreleri arasında boşluklar bulunan ve bazı hücreleri ölü olan dokulardır. 
Bölünür Doku: Sürekli mitoz bölünmeyle çoğalan, kök, gövde, yaprak ve yan sürgün uçlarında bulunan, küçük hücreli, bol stoplazmalı, büyük çekirdekli; küçük kofullu, ince hücre çeperli, hızlı metabolizmalı hücrelerden oluşan dokulardır. 
Brain – Hearth Broth (Agar)  Genellikle zor gelişen bakterilerin geliştirilmesi için kullanılan besiyeridir. Özellikle Staphylococcus aureus 'da koagulaz testi için bakterinin bu besiyerinde geliştirilmesi önerilmektedir. 
Brakidodrom: Yaprak orta damarından çıkan yan damarların yaprak kenarına birleşmeden diğer yan damar ile birleşmesi.
Brakifalanji (Y. Brachys-kısa+Log-kütük) : Bir ya da daha fazla parmağın kısa oluşu.
Brakilidaktili (Y. Brachys-kısa+Dactylos-parmak) : El ve ayak parmaklarının anormal kısalığı.
Brakipoda (L. Brachium-kol) : İki kabuğa ve içte, üzerinde kirpikli tentakülleri bulunan, iki kıvrımlı kola sahip deniz organizmalarının dahil olduğu filum.
Brakisefal (Y. Brachys-kısa+Kephale-boş) : Dar kafatasına sahip olan, yuvarlak kafalı, kafatası indeksi 80 ya da daha fazla olan.
Brakte: Çiçek sapı yaprakcıgı. Çiçek sapının kaidesinde, sapın gövdeye bağlandığı yerde bulunan yaprakcık.
Brakte: Çiçek sapı yaprakçığı. Çiçek sapının kaidesinde, sapın gövdeye bağlandığı yerde bulunan yaprakçık.
Brakteol: İkinci derecedeki brakte. Çiçek sapının üzerinde bulunan küçük yaprakcık. 
Brankiyal (Y. Branchion-solungaç) : Solungaç yada Solungaç bölgesine ait.
Breed Yöntemi  Genellikle çiğ sütte yapılan mikroskobik sayım.  .  
Briyofitler (Y. Brios-yosun+Phyton-bitki) : Bitkiler dünyasında kara yosunları ve ciğer otlarının bulunduğu şube.
Briyoza (Y. Brios-yosun+Zoe-yaşam) : Yosun hayvancıkları. Kayalar üzerinde yosunu andıran dallı, güzel görünüşlü bir hayvan türünün kolonisi.
Bronş: Soluk borusundan ayrılan akciğerlere giden iki boru.
Bronşit: Bronşlarda bakterilerin yerleşip üreyerek iltihaplanması
Brown Hareketi (Robert BROWN 19.yüzyıl botanikçisi) : Bir çözelti ya da süs pansiyon içinde küçük parçacıklarının, su moleküllerine çarpmasından ileri gelen harekettir.
Brucella Bruselloz da dahil olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açan bakteri.  .  
Brusellozis Brucella cinsi bakterilerin neden olduğu hastalık. Brucelloz.
Bulbus (Soğan) : Toprak altında gelişen, çok kısalmış ve tabla adı verilen gövdenin etrafında dizilmiş, pul denen etli yapraklarla örtülmüş tepe tomurcuğu taşıyan gövde tipidir.